LATİN AMERİKA EKONOMİLERİ 2022

CEPAL tarafından hazırlanan Latin Amerika Ekonomileri 2022 adlı dokumanın bir kısmı değerli öğrencim Adnan Göl tarafından çevrilmiştir. Kaynak Latin Amerika ekonomileri, küresel ekonomik sisteme entegre olma sürecinde önemli bir yere sahiptir. Bu ekonomilerin belirli zorlukları olsa da, son yıllarda birçok ülke, ekonomik büyüme ve dış ticarette olumlu sonuçlar göstermiştir. Latin Amerika Ekonomileri 2022 raporuna göre bu ülkelerin ekonomik büyüme trendinin devam etmesi beklenmektedir. Latin Amerika Ekonomileri 2022 raporuna göre, Latin Amerika ekonomileri, dünya ekonomisinde önemli bir yer tutmaya devam edecektir.

LATİN AMERİKA EKONOMİLERİ 2022
LATİN AMERİKA EKONOMİLERİ 2022

ÖNSÖZ

Latin Amerika ve Karayipler Ekonomilerine Ön Bakış, Latin Amerika ve Karayipler Ekonomik Komisyonu (ECLAC) Kalkınma Bölümü tarafından hazırlanan yıllık bir yayındır. Bu 2022 baskısı Bölüm Şefi Daniel Titelman’ın gözetiminde ve aynı Bölümde Ekonomik İşler Sorumlusu olarak görev yapan Ramón Pineda Salazar ise genel koordinasyonundan sorumludur.

Bu baskının hazırlanmasında, Ekonomik Kalkınma Bölümü’ne İstatistik Bölümü, Meksika’daki ECLAC alt bölge merkezi, Karayipler’deki ECLAC alt bölge merkezi ve Komisyon’un Bogota, Brezilya, Arjantin, Montevideo, Vaşington’daki ülke ofisleri  yardımcı olmuştur.

Bölgesel rapor aşağıdaki uzmanlar tarafından sağlanan girdilerle hazırlanmıştır: Cecilia Vera, Pablo Carvallo ve Gonzalo Iberti (küresel ekonomik eğilimler ve dış sektör), Esteban Pérez Caldentey (küresel likidite), Claudio Aravena ve Ramón Pineda Salazar (ekonomik faaliyet), Ramón Pineda Salazar, Claudio Aravena, Tomás Gálvez, Viviana Friedman ve Sonia Albornoz (istihdam ve ücretler), Ramón Pineda Salazar, Alejandra Acevedo ve Christine Carton (fiyatlar), Noel Pérez, Benitez, Michael Hanni, Ivonne González ve Jean-Baptiste Carpentier (maliye politikası), Ramón Pineda Salazar, Alejandra Acevedo, Christine Carton ve Franciss Peñaloza (para, döviz kuru ve makro ihtiyati politikaları), Cecilia Vera, Pablo Carvallo ve Patricia Weng (ekonomik projeksiyonlar), ECLAC alt bölge merkezlerinin ve ülke ofislerinin yardımlarıyla. Ramón Pineda Salazar; Alejandra Acevedo, Claudio Aravena Pablo Carvallo, Tomás Gálvez, Ivonne González, Michael Hanni ve Sonia Albornoz ile iş birliği içinde istatistik ekini koordine etmiştir,

Ülke notları aşağıdaki uzmanlar tarafından hazırlanmıştır: Alejandra Acevedo, Olga Lucía Acosta, Sonia Albornoz, Dillon Alleyne, Anahí Amar, Claudio Aravena, Christine Carton, Pablo Carvallo, Martín Cherkasky, Georgina Cipoletta, A. Randolph Gilbert, Sonia Gontero, Enrique González, Camila Gramkow, Michael Hanni, Michael Hendrickson, Álvaro Lalanne, Martín Lavalleja, Jesús López, Ana Luíza Matos, Sheldon McLean, Carlos Mussi, Roberto Orozco, Ramón Padilla, Machel Pantin, Franciss Peñaloza, Juan Pérez, Noel Pérez Benítez, Esteban Pérez-Caldentey, Ramón Pineda Salazar, José Porcile, Blademir Quiguanas, Juan Carlos Rivas, Indira Romero, Jesús Santamaría, Nyasha Skerrette, Cecilia Vera, ve Francisco Villarreal.

Bu belgenin hazırlanmasındaki yardımları için Sol Etcheberry, Bettina Schneider ve Mariana González’e özellikle teşekkür ederiz.

LATİN AMERİKA EKONOMİLERİ 2022 Yönetici Özeti

Latin Amerika ve Karayipler’de 2022’de ekonomik faaliyetlerdeki büyüme yılın ilk yarısı için beklenenden daha hızlı gerçekleşmiş, ancak yılın ikinci yarısında yavaşlamıştır. Bu yavaşlamanın 2023’te de devam edecek, yani önümüzdeki yıl için büyüme oranı 2022’ye kıyasla önemli ölçüde daha düşük olacaktır.

Büyümedeki keskin yavaşlamaya devam eden enflasyonist baskılar eşlik etmiştir. Enflasyonun hızlanması beklenmemekle birlikte 2023’te yüksek kalmaya devam edecek ve bölgedeki para politikası tedbirlerini, özellikle de politika faizlerini etkileyecektir. Dolayısıyla mali alanın kamu harcama kalıplarını etkilemeye devam etmesi beklenebilir. Bu makroekonomik karmaşıklıklara, kayıtlı istihdam yaratılmasındaki düşüş, kayıt dışılıkta artış, reel ücretlerde durgunluk veya düşüş, yatırımlarda azalma ve artan sosyal talepler eklenmiştir. Tüm bunlar; bir tarafta yatırım ve istihdam yaratma yoluyla ekonomik toparlanmayı teşvik etme çabaları ile diğer tarafta enflasyonu kontrol altına alma ve mali sürdürülebilirliği sağlamayı uzlaştırması gereken makroekonomik politikalar üzerinde baskı oluşturmaktadır.

LATİN AMERİKA EKONOMİLERİ 2022 ekonomi
LATİN AMERİKA EKONOMİLERİ 2022

Bölgenin iç durumu karmaşık olmasının yanı sıra, uluslararası konjonktür de kötüleşmeye devam etmiş ve dünya ekonomik faaliyeti ve ticareti için büyüme tahminleri düşürülmüştür. Küresel GSYİH büyüme tahminleri, öncelikle Rusya Federasyonu’nun Ukrayna’yı işgalinin etkilerinin yansıması olarak düşürülmüştür. Savaştan önce %4,4 olarak öngörülen büyüme oranının, 2022 sonunda %3,1 olması beklenmektedir. Yavaşlamanın 2023 yılında daha da şiddetlenmesi ve dünya GSYH’sinin 2,6 oranında büyümesi beklenmektedir. Gelişmiş ekonomilerin %0.6, az gelişmiş ve gelişmekte olan ekonomilerin ise %3,7 oranında büyüyeceği tahmin edilmektedir.

Latin Amerika ve Karayipler’in ana ticaret ortakları ile ilgili olarak, Amerika Birleşik Devletleri’nin 2022’de yüzde 1,9 oranında büyümesi beklenmektedir ve bu oran savaş öncesi tahminlerden puan olarak %2 daha düşüktür. Sadece %0,7’lik bir büyüme ile 2023 için daha da keskin bir yavaşlama öngörülüyor. Avro bölgesi için 2022 yılında %3,2’lik bir büyüme öngörülmektedir, zira bloğun faaliyetlerinin başlangıçta öngörülenden daha dirençli olduğu kanıtlanmıştır. Ancak Ukrayna’daki savaşın etkileri önümüzdeki yılın büyüme oranına daha güçlü bir şekilde yansıyacak ve bu oranın keskin bir şekilde yavaşlayarak sadece %0,3’e (savaş öncesi tahminlerden 2,4 puan daha az) düşeceği tahmin edilmektedir. Son olarak, Çin’de büyümenin 2022’de %3,3 (kırk yılı aşkın bir sürenin en düşük oranı) ve 2023’te biraz daha yüksek (%4,4) olması beklenmektedir.

LATİN AMERİKA EKONOMİLERİ 2022
LATİN AMERİKA EKONOMİLERİ 2022

Küresel ekonomik faaliyetlerde beklenen düşüşe bağlı olarak, 2023 yılında dünya ticaret hacminde öngörülen büyüme Nisan ayında verilen %3,4’lük rakamdan Ekim ayında sadece %1,0’e düşürülmüştür.

Geçtiğimiz Şubat ayında Ukrayna’nın işgali ve bunun gıda ve enerji fiyatları üzerindeki etkisi, 2021 yılında zaten belirgin olan enflasyonist eğilimleri daha da belirginleştirmiştir. Üretici ve tüketici fiyat endeksleri 2022 yılında genel olarak artmış ve bazı durumlarda on yıllardır görülmemiş seviyelere tırmanmıştır.

Yüksek enflasyon ve beklentilerin sağlam temellere dayanmaması riski bağlamında; küresel para politikası tepkisi  1970’ten bu yana en fazla sayıda eşzamanlı politika faizi artışıyla, son birkaç on yılın en senkronize tepkisi olmuştur. Başlıca merkez bankaları arasında, ABD Merkez Bankası politika faizini Kasım 2022’ye kadar 375 baz puan artırarak %4,0’e yükseltmiş; Avrupa Merkez Bankası  Bankası (ECB) Ekim ayında faiz oranını %1,5 olarak belirlemiş; İngiltere Merkez Bankası ise 2022 yılında faiz oranlarını 275 baz puan artırarak Kasım ayında %3,0’e yükseltmiştir. Her üç durumda da, daha fazla faiz artışı en kötü 2023 ortalarına kadar beklenmektedir.

LATİN AMERİKA EKONOMİLERİ 2022 ekonomi
LATİN AMERİKA EKONOMİLERİ 2022 ekonomi

Mevcut likiditeyi azaltmak için daha yüksek para politikası faiz oranlarına ek olarak, 2022’nin başından bu yana büyük merkez bankaları, koronavirüs hastalığı (COVID-19) salgını krizi bağlamında 2020’de benzeri görülmemiş boyutlara ulaşan bilançolarını da küçültmektedir. Örneğin, FED parasal sıkılaştırma stratejisini benimsemiş olup, bunun bir parçası olarak Eylül 2022’den itibaren vadesi dolan uzun vadeli hazine tahvillerinin anaparasını sadece aylık 60 milyar ABD doları sınırını aştığı ölçüde yeniden yatırıma yönlendirmektedir. Avrupa Merkez Bankası, Temmuz 2022’de net tahvil alımlarını sona erdirme kararı almıştır, ancak tahvillerin vadesi geldiğinde anaparalarını yeniden yatırıma yönlendirmeye devam edecektir. İngiltere Merkez Bankası devlet tahvili satmaya başlayarak, Kasım 2022 başında parasal sıkılaştırmaya başlamıştır.

Bu kısıtlayıcı para politikaları 2022 yılında küresel likiditenin sıkılaşmasına neden olmuştur. 2021’den 2022’ye kadar, para arzının büyüme oranı ABD’de %15,8’den %2,07’ye, Japonya’da %6,95’ten %5,33’e, Birleşik Krallık’ta %11,2’den %10,5’e ve Avro Bölgesi’nde %11,21’den %5,83’e düşmüştür.

LATİN AMERİKA EKONOMİLERİ 2022
LATİN AMERİKA EKONOMİLERİ 2022

Son aylarda genel olarak emtia fiyatları, özellikle de  gıda ve enerji fiyatları düşmektedir. Bu düşüş eğiliminin 2023 yılında da devam etmesi beklenmektedir, ancak bazı emtia fiyatları yine de 2021 seviyelerinin üzerinde kalacaktır. Özellikle, 2023 yılında enerji ürünleri fiyatlarının 2021 yılına göre %40’ın üzerinde, gıda fiyatlarının ise %11 daha yüksek olacağı tahmin edilmektedir. Ancak, baz metaller ve mineraller söz konusu olduğunda, fiyatlarının 2021 yılına göre %17 daha düşük olması beklenmektedir.

Enerji ve gıda enflasyonundaki gevşemeye ek olarak, 2020’nin sonlarından itibaren enflasyonist baskıları artıran arz yönlü faktörlerden bir diğeri olan küresel tedarik zinciri aksaklıkları da son aylarda azalmıştır.

Gelişmiş ekonomiler için enflasyonun 2023’ü %4,4 ile kapatacağı tahmin edilirken, az gelişmiş ve gelişmekte olan ekonomiler için tahmin %8,1’dir. Bu oranlara rağmen 2022’ye göre sırasıyla yaklaşık yüzde 3 ve 2 puan daha düşük olsa da, yine de pandemiden önceki on yılın (2010-2019) ortalama oranlarından çok daha yüksektir: gelişmiş ekonomilerde %2,0, az gelişmiş ve gelişmekte olan ekonomilerde %5,1.

LATİN AMERİKA EKONOMİLERİ 2022 ekonomi
LATİN AMERİKA EKONOMİLERİ 2022 ekonomi

Sabit getirili piyasalarda, ABD ve Almanya gibi risksiz gösterge olarak kabul edilen ülkelerin uzun vadeli tahvillerinin getirileri, enflasyonist baskılara ve bunun sonucunda para politikasının sıkılaştırılmasına tepki olarak keskin bir şekilde yükselmiştir. Bu ülkeler için daha yüksek tahvil getirileri, azalan risk iştahı ile birlikte, diğer ekonomiler için finansman maliyetini artırmıştır. Bu yüksek finansman maliyetlerinin bir sonucu olarak, sınır ötesi borç verme ve borç ihracı 2021’in dördüncü çeyreğinden bu yana düşüş göstermektedir. Nitekim, Aralık 2021 ile Haziran 2022 arasında, sınır ötesi kredilerdeki küresel büyüme %6,8’den %1,2’ye yavaşlarken, gelişmekte olan ülkelerde ve az gelişmiş ekonomilerde ise %7,4’ten %3,8’e gerilemiştir. Aynı dönemde, Türkiye’deki büyüme Küresel düzeyde uluslararası borç ihracı %5,5’ten %1,2’ye düşmüştür. gelişmekte olan dünya %9,0’dan %5,5’e düşmüştür.

LATİN AMERİKA EKONOMİLERİ 2022
LATİN AMERİKA EKONOMİLERİ 2022

Yükselen küresel borçlanma maliyetleri, son on yılda yarım yüzyıldan daha uzun bir sürenin en hızlı borç birikimini gerçekleştiren bazı yükselen piyasa ve gelişmekte olan ekonomiler arasında finansal stres riskini de artırmaktadır.

2022 yılında ödemeler dengesi cari işlemler açığının bölge genelinde GSYH’nin %1,9’una ulaşarak son üç yılda görülen artış eğilimini sürdürmesi beklenmektedir. Bu daha büyük açık, temel olarak mal dengesindeki hafif açıkla açıklanmaktadır.

Latin Amerika’nın mal ihracatının değeri 2022’de %20 artarak 2021’de kaydedilen %28’lik artıştan daha az olacaktır. Bu büyümenin büyük bir kısmı -yüzde 14 puan- ihracat fiyatlarındaki artıştan kaynaklanırken, bölgenin önemli ticaret ortaklarındaki zayıf ekonomik büyüme göz önüne alındığında hacim artışı %6 ile daha mütevazı olacak.

Benzer bir durum, 2022 yılında değer olarak %24 oranında artması beklenen mal ithalatı için de geçerlidir. Bu artışın yüzde 18’inin daha yüksek ithalat fiyatlarından, kalan yüzde 6’sının ise daha büyük hacimlerden kaynaklanması beklenmektedir.

2022 yılında bölgedeki ticaret hadlerinin ortalama %3,4 oranında düşmesi, ihracat fiyatlarının %14, ithalat fiyatlarının ise %18 oranında artması beklenmektedir. Ancak alt bölgeler arasında, modeller farklılık göstermektedir. Örneğin, hidrokarbon fiyatlarındaki artışa bağlı olarak Karayipler için %5,9 ve And Topluluğu ülkeleri için %5,2’lik bir artış öngörülmektedir, birkaç üyesi net ihracatçı konumundadır. Diğer uçta, en büyük düşüşün 2021’e göre -%8,9 ile Orta Amerika’da olması beklenmektedir; bunun başlıca nedeni alt bölge ülkelerinin net enerji ve bazı durumlarda gıda maddesi ithalatçısı olmasıdır.

Hizmetler dengesindeki açığın 2022’de bir miktar daralarak GSYH’nin %-0,9’u seviyesinde gerçekleşmesi beklenmektedir (2021’de kaydedilen GSYH’nin %-1,0’ına kıyasla). Bu arada, yatırım kazançlarının ülkeye geri dönüşünün artması ve borç faiz ödemelerinin artması nedeniyle gelir açığının 2022 yılında GSYH’nin %-3,3’ü oranında daha büyük olacağı tahmin edilmektedir. Son olarak, transfer fazlası göçmen sayısındaki artışa bağlı olarak 2022 yılında da genişlemeye devam etmesi beklenmektedir. Bu hesabın ana kalemini bölgeye yapılan işçi dövizleri oluşturmaktadır.

LATİN AMERİKA EKONOMİLERİ 2022 ekonomi
LATİN AMERİKA EKONOMİLERİ 2022 ekonomi

Diğer gelişmekte olan ekonomilerdeki örüntülere paralel olarak, Latin Amerika’ya yönelik finansal akışlar son çeyreklerde düşüş göstermiştir. Küresel finansman koşulları sıkılaşmaya devam ederken, Latin Amerika ve Karayipler’in uluslararası piyasalardaki borç ihracı 2022’nin ilk 10 ayında 2021’in aynı dönemine göre %58 düşüşle 58,5 milyar ABD dolarına ulaştı ve ortalama oran neredeyse yüzde 1,5 puan daha yüksek oldu.

Latin Amerika’nın ülke riski, artan küresel finansman maliyetleri ve artan riskten kaçınma eğilimini yansıtacak şekilde 2022 yılı boyunca artmıştır. Gelişmekte olan ülkeler tarafından ihraç edilen tahvillerden kaynaklanan borç taahhütlerinin faiz oranı ile en güvenli olarak kabul edilen ABD tahvillerinin faiz oranı arasındaki farkı ölçen J. P. Morgan EMBI Global Çeşitlendirilmiş Endeksi, Eylül ayında 525 baz puan ile yılın en yüksek seviyesine ulaşmış ve ardından Kasım ayı ortasında 447 baz puana gerilemiştir. Bu, 2021 sonunda kaydedilen 381 puanın hala 66 baz puan üzerinde ve pandemi başlamadan önce Ocak 2020’deki seviyenin 112 puan üzerinde.

LATİN AMERİKA EKONOMİLERİ 2022
LATİN AMERİKA EKONOMİLERİ 2022

Latin Amerika ve Karayipler Ekonomik Komisyonu (ECLAC), bölgenin 2023 yılı için toplam dış finansman ihtiyacının 571 milyar ABD Doları civarında olacağını tahmin etmektedir. Bu tutar, ülkelerin yıl boyunca yaklaşık 462 milyar ABD doları dış borç geri ödemesi yapması ve 109 milyar ABD doları olarak tahmin edilen ödemeler dengesi cari açığını finanse etmesi gerektiğini yansıtmaktadır.

2022’de bölge ekonomileri 2021’dekinden (%6,7) daha düşük bir oranda da olsa büyümeye devam etmiştir (yıl genelinde tahmini %3,7) ve tüm göstergeler 2023’te pandemi öncesi büyüme oranlarına doğru eğilim göstermeye başlayacakları yönündedir. Buna göre, yıllık büyüme oranları 2021’in ikinci çeyreğinden bu yana kademeli olarak yavaşlamaktadır ve ortalama ekonomik büyümenin, hem 2021 toparlanmasında görülen toparlanma etkisinin sona ermesini hem de kısıtlayıcı para politikalarının, daha fazla mali harcama kısıtlamalarının, daha düşük tüketim ve yatırımın ve küresel koşullardaki kötüleşmenin etkisini yansıtarak, 2022’nin ikinci yarısından itibaren bölge ülkeleri için yavaşlayacağı tahmin edilmektedir.

2022 yılında kamu tüketimindeki büyüme önceki çeyreklere kıyasla yavaşlamıştır. Net dış sektör GSYH büyümesine negatif katkı yapmış, bu durum ithalatın daha hızlı toparlanması ve dış talebin zayıflamasıyla bağlantılı görünmüştür.

Yıllık %6,7’lik büyüme ile 2022’nin ikinci çeyreğinde ekonomik büyümenin ana itici gücü olan özel tüketimin, ikinci çeyrekte ulaşılan yüksek seviye ve enflasyonun hane halkının satın alma gücü üzerindeki artan etkileri, tasarruf fazlalarının erimesi ve borçlanma maliyetindeki artış nedeniyle üçüncü ve dördüncü çeyreklerde yavaşlaması beklenmektedir. Yatırımlar da 2022’nin ilk yarısında, özellikle ikinci çeyrekte GSYH büyümesine katkıda bulunmuştur. Bu eğilim temel olarak, inşaat sektöründeki gayrisafi sabit sermaye oluşumundaki düşüşü telafi eden makine ve teçhizat yatırımlarındaki artışın bir yansımasıdır.

Yavaşlamanın 2023 yılında da devam etmesi ve keskinleşmesi beklenmektedir. Bu nedenle GSYH büyümesinin 2022 yılına kıyasla önemli ölçüde yavaşlayarak bölge için ortalama %1,3 oranında gerçekleşeceği tahmin edilmektedir.

Bölgedeki işgücü piyasaları 2022’de toparlanmaya devam etmiş, büyümenin hızlanması ve salgınla mücadele için alınan sağlık önlemlerinin hafifletilmesiyle 2021’de başlayan eğilimi sürdürmüştür. İşgücüne katılım oranı 2022’nin ikinci çeyreğinin sonunda, Aralık 2021’e kıyasla 0,3 yüzde puanı artarak %62,9’a yükselmiştir. İstihdam edilenlerin sayısı da 2022’nin ilk yarısında artış göstermiştir. İşsizlik oranı, istihdam edilenlerin sayısındaki artış ve işgücü hazmetme kapasitesindeki toparlanma sayesinde 2020’nin üçüncü çeyreğindeki %11,5’lik yüksek seviyesinden 2022’nin ikinci çeyreğinde %7,0’ye gerilemiştir.

İstihdam edilenlerin sayısındaki büyüme farklı sektörlerdeki önemli artışlara da yansımış, ticaret, lokanta ve oteller (%13,2) ve imalat sanayi (%11,2) gibi faaliyetlerde bir önceki yıla göre iki haneli artışlar kaydedilmiştir. 2022’nin ikinci çeyreğinde yaratılan işlerin yarısından fazlası ticaret, restoranlar ve oteller ile toplum, sosyal ve kişisel hizmetler sektörlerindeyken, %17,4’ü üretimde.

İşgücü piyasasındaki toparlanma, işgücüne katılım ve işsizlik oranları gibi göstergelerdeki kalıcı cinsiyet farklılıklarını kapatacak kadar güçlü olmamıştır. 2022’nin ikinci çeyreğinin sonunda, kadınların katılım oranı (%52,1) erkeklere (%74,6) kıyasla yüzde 22,5 puan daha düşüktü. Aynı fark 2019’un dördüncü çeyreğinde yüzde 22,3 puandı.

İşgücü piyasasındaki toparlanmaya daha yüksek kayıt dışılık eşlik etmiştir. 2022’nin ilk çeyreğinin sonunda, bölgedeki ortalama kayıt dışılık oranı %48,8 ile 2021’deki oranın 0,3 yüzde puan (%48,5) ve 2020’deki oranın 2,1 yüzde puan (%46,7) üzerinde gerçekleşmiştir. Reel ücretler altı çeyrek üst üste yükseldikten sonra düşüş eğilimine girmiş ve 2022’nin ikinci çeyreğinde bölgesel medyan %0,6 oranında düşmüştür.

Bölgedeki işgücü piyasasının performansı büyük ölçüde ekonomik faaliyet ve enflasyonun yanı sıra toplam talebi artırmaya yönelik politikaların benimsenmesi için sınırlı alana bağlı olacaktır. GSYH büyümesinde 2022’nin ikinci çeyreğinden bu yana görülen ve 2023’te de devam etmesi beklenen yavaşlama, işgücü göstergelerinin bölgede iyileşmeye devam edecektir.

Mali açıdan bakıldığında, merkezi hükümet kamu gelirlerinin GSYH’ye oranının 2022 yılında Latin Amerika’da önceki tahminlerin aksine artması beklenmektedir. Vergi gelirleri, mal ve hizmet tüketim vergisinden elde edilen gelirdeki yavaş artışı dengeleyen gelir vergisi tahsilatının etkisiyle güçlü bir büyüme kaydetmiştir. Dolaylı vergilerdeki zayıf büyüme, yılın ikinci yarısında ekonomik faaliyetlerin azalmasından ve yüksek enflasyona karşı alınan vergi indirimi önlemlerinin (temel gıda sepeti ürünleri ve yakıtlara yönelik muafiyetler gibi) vergi gelirlerini düşürmesinden kaynaklanmaktadır. Karayipler’de kamu gelirlerindeki büyümenin yavaşlaması beklenmekle birlikte, performans ülkeler arasında dengesiz olacaktır.

Latin Amerika’daki merkezi hükümet kamu harcamalarının, yıllık bütçelerdeki mali açığı azaltma direktifleri doğrultusunda 2022 yılında da azalmaya devam etmesi beklenmektedir. Kamu harcamalarındaki düşüş temel olarak cari sübvansiyonlar ve transferlerdeki azalmadan kaynaklanmaktadır. Ülkeler, kamu harcamalarını (gıda ve enerji sübvansiyonları) etkileyen enflasyonla mücadele etmek için adımlar atmış olsa da, çoğu durumda bu durum pandemiyle ilgili acil durum programlarının aşamalı olarak iptal edilmesiyle dengelenmiştir. Sermaye harcamaları düzeyinde GSYH’ye oranla hafif bir düşüş beklenirken, yıl sonuna doğru yapılacak ayarlamalar, ülkelerin mali denge hedeflerini tutturmaya çalışmaları nedeniyle daha keskin bir düşüşe yol açabilir. Faiz ödemeleri, yüksek borç seviyeleri ve kötüleşen makrofinansal koşullar nedeniyle artmaktadır. Aynı eğilimler Karayipler’de de gözlenmektedir, ancak alt bölgedeki bazı ülkelerde sermaye harcamalarının artması beklenmektedir.

Bu eğilimlere uygun olarak, bölgenin daha küçük mali açıklar vermesi beklenmektedir. Latin Amerika’da, 2021’de %-4,2 olan genel açığın 2022’de GSYH’nin %-3,1’i olması beklenmektedir. Birincil açığın, bir önceki yılki %-1,7’ye kıyasla 2022’de GSYH’nin %-0,5’i ile salgın öncesi seviyelere döneceği tahmin ediliyor. Latin Amerika’da açığın azaltılması, ülkelerin toplam harcamalarını aksi takdirde gerekecek olandan daha az kısmalarını sağlayan daha yüksek kamu gelirleri sayesinde mümkün olmuştur. Karayipler’de mali açıklar küçülmeye devam edecek, ancak 2020 öncesine göre daha büyük kalmaya devam edecektir. Alt bölge için genel açığın 2021’de GSYH’nin %3,6’sına kıyasla 2022’de GSYH’nin %3,1’i olması beklenmektedir. Faiz dışı denge, son on yılda kaydedilen fazlalıklarla tezat oluşturacak şekilde yıl boyunca açık vermeye devam edebilir.

Latin Amerika’da brüt kamu borcu 2022 yılının ilk dokuz ayında düştü. Latin Amerika’da merkezi hükümet borcu 2021 sonunda GSYH’nin %53,1’i iken Eylül 2022’de GSYH’nin ortalama %51,2’si oldu. Karayipler’de ise Aralık 2021’de GSYH’nin %85,8’ine kıyasla Haziran 2022’de GSYH’nin %77,8’i seviyesindeydi. Birçok ülkede borç stoklarının nominal değerleri yıl boyunca nispeten sabit kaldığından, borç/GSYH oranındaki iyileşmenin ana nedeni nominal GSYH’deki büyüme olmuştur. Dördüncü çeyrekte bütçe uygulamalarının tamamlanmasıyla bu durum yıl sonuna kadar değişebilir. Bölgedeki borç seviyelerine ilişkin endişelere ek olarak, ülkeler kamu borcunun yeniden finansmanı için daha az elverişli makrofinansal koşullarla karşı karşıyadır. Artan faiz oranları, para birimindeki değer kayıpları ve artan ülke riskinin 2023 yılında hükümet operasyonlarının finansmanını zorlaştırması ve bunun da kamu harcamalarına zarar vermesi beklenmektedir.

Bölge, maliye politikası paradigmasında köklü bir değişiklik gerektiren bir kalkınma kavşağındadır. Yavaş büyüme ve düşük yatırım ve verimlilik seviyeleriyle karakterize edilen mevcut makroekonomik temeller, sürdürülebilir, sürdürülebilir ve kapsayıcı büyümeyi sağlamak için çok zayıftır. Bu arada, eşitsizlik, yoksulluk, kayıt dışılık ve zayıf sosyal koruma, sağlık ve eğitim sistemleri gibi süregelen yapısal kalkınma açıkları Latin Amerika ve Karayipler’in ekonomik ve sosyal potansiyelini giderek daha fazla sınırlamaktadır. Aynı zamanda, zaten son derece kırılgan olan bölge, iklim değişikliğinin yarattığı varoluşsal tehditle karşı karşıyadır. Büyüme ve yatırımı artıracak koşulları yaratmak, sosyal refahı güvence altına almak ve iklim değişikliğine karşı direnç oluşturmak amacıyla bu zorluklarla yüzleşmek için aktif maliye politikasına ihtiyaç duyulacaktır. Ancak, bu gündemi gerçekleştirmek için gereken yoğun yatırım göz önüne alındığında, Devletin mali kapasitesini güçlendirecek ve özel sektörün kalkınmaya katılımını teşvik edecek tedbirlerin uygulanması büyük önem taşımaktadır.

Buna karşılık, daha güçlü bir mali sürdürülebilirlik çerçevesi, kalkınma modellerinde yapısal değişimi teşvik etmek için gereken kamu harcamalarının uygulanabilirliğini sağlamak için gerekli olacaktır. Bu çerçeve, özellikle tarihsel olarak kamu harcamalarının taleplerini karşılamakta yetersiz kalan kamu gelirleri yoluyla yurtiçi kaynak seferberliğine öncelik vermelidir. Bölgedeki vergi tahsilatı, Ekonomik İşbirliği ve Kalkınma Teşkilatı (OECD) üyesi ülkelerle ve benzer gelişmişlik düzeyine sahip diğer ülkelerle karşılaştırıldığında düşüktür. Özellikle kişisel gelir vergisi olmak üzere doğrudan vergi tahsilatı düşüktür ve bu durum sadece kaynak mobilizasyonunu değil aynı zamanda bir bütün olarak vergi sisteminin yeniden dağıtım gücünü de sınırlamaktadır. Ancak bu çerçeve, özel yatırımların teşvik edilmesi, emisyon azaltımını destekleyen yatırımlara yönelik vergi teşviklerinin yeterli şekilde düzenlenmesi için kurumsal bir çerçeve oluşturulması ve ulusal ve uluslararası finans piyasalarından özel yeşil ve sosyal yatırımların teşvik edilmesine yönelik çabaları içermeli ve kolaylaştırmalıdır.

Yüksek talep ve sınırlı kaynaklar bağlamında, kamu harcamalarında stratejik bir yaklaşım benimsenmesi önemlidir. Yüksek kaliteli istihdam yaratan, toplumsal cinsiyet eşitliğini teşvik eden ve üretim yapısının dönüşümünü sağlayan güçlü ekonomik, sosyal ve çevresel getirileri olan program ve projelere yatırım yapılmasına öncelik verilmelidir. ECLAC bu nedenle bölge için bir dizi olası kalkınma itici gücü önermiştir: enerji dönüşümü, e-mobilite, döngüsel ekonomi, biyoekonomi, sağlık-bakım imalat sanayi, dijital dönüşüm, bakım ekonomisi ve sürdürülebilir turizm. İklim değişikliğine uyum ve azaltımla ilgili yatırımlar özellikle yüksek kalkınma potansiyeline sahiptir. Bu alanlara yapılacak proaktif yatırımlar, dinamik ve rekabetçi ekonomilerin yaratılmasını sağlayarak ve uzun vadeli sosyal refahı teşvik ederek önemli ekonomik ve sosyal getiriler sağlayacaktır.

Bölgede 2020 yılının ortalarında başlayan enflasyondaki artış eğilimi hafifliyor gibi görünmektedir. Aslında, nispeten yüksek kalması beklense de son aylarda bölgesel enflasyonda yavaşlama işaretleri görülmüştür.

2022’nin ilk yarısında bölgesel düzeyde tüketici fiyatları enflasyonu hızlanmaya devam ederek Haziran ayında %8,4 ile 2005 yılından bu yana en yüksek seviyeye ulaşmıştır. Bir kez daha, yüksek gıda ve petrol fiyatları ve artan döviz kuru oynaklığı Latin Amerika ve Karayip ekonomilerindeki bu fiyat eğilimlerini yönlendirdi. Bununla birlikte, 2022 yılının ikinci yarısında bu değişkenlerin yönündeki bazı değişiklikler ve ekonomik faaliyetteki keskin yavaşlama, ortalama bölgesel enflasyonu 1,6 puan düşürerek Ekim ayında %6,8’e indirmiştir; bu oran Aralık 2021’e kıyasla 0,2 puan daha yüksektir. Alt bölge düzeyinde, Ekim 2022’de Güney Amerika ekonomileri için ortalama enflasyon %8,7, Orta Amerika ve Meksika için %7,7 ve Karayipler için %7,4 olmuştur.

Dış ticarete konu olan malların enflasyonu Aralık 2021’e kıyasla 3,6 puan gibi yüksek bir oranda artarken, dış ticarete konu olmayan malların enflasyonu 1,5 puan gerilemiştir.

Bölgedeki birçok ülkede ithal mallar olan enerji ve gıda fiyatlarındaki eğilimler, genel tüketici fiyat endeksindeki patikada kilit rol oynamıştır. Gıda enflasyonu 2018’in sonlarından bu yana hızlanmakla birlikte, 2020’nin ikinci yarısından itibaren bu hız daha da artmıştır. Enerji enflasyonu ise Mart 2021’den bu yana yükselişini sürdürmektedir. Ekim 2022 sonunda gıda enflasyonu Aralık 2021’e kıyasla 4,2 puan, Mayıs 2020’ye kıyasla ise 6,4 puan artarak %11,6 olmuştur. Özellikle, Temmuz 2022’de gıda enflasyonu küresel mali krizden bu yana en yüksek oran olan %12,5’e ulaşmıştır. Enerji enflasyonu ise Kasım 2021’de zirve yapmış (%17,6) ve o zamandan beri yavaşlama eğilimi göstermiştir; Ekim 2022’de Aralık 2021’e (%17,2) göre 9,7 yüzde puan daha düşüktür.

Belirleyici unsurlar çok benzer olduğundan, bölgedeki gelecek enflasyon modelleri dünyanın geri kalanındaki enflasyonla yakından bağlantılı olacaktır. Gıda ve enerji fiyatlarındaki gevşemeye ve küresel tedarik zincirlerindeki gerilimin azalmasına bağlı olarak, tahminler 2023 yılında daha düşük enflasyona işaret etmektedir. Buna ek olarak, merkez bankaları tarafından alınan önlemler ve bunların toplam talep üzerindeki etkisi de 2022’nin ikinci yarısındaki yavaşlama ile uyumlu olarak gelecekte daha düşük enflasyona yol açacaktır.

Tüm bunlara rağmen, enflasyonun 2023 yılında salgın öncesi seviyelerin üzerinde kalacağı tahmin ediliyor. Bölgedeki birçok merkez bankası da enflasyonun 2024 ortalarında para programlarında belirlenen aralıklara yakın olmasını beklediklerini belirtmiştir.

2022 yılında, para otoritelerinin eylemleri yükselen enflasyon tarafından yönlendirilmiştir. Kasım ayına kadar, para politikası faizini ana araç olarak kullanan merkez bankalarının çoğu, küresel finansal kriz sırasında görülen seviyelere yakın seviyelere kadar önemli ölçüde artırdı. Politika faizindeki artışlara para tabanı büyümesindeki düşüşler eşlik etmiştir. Sonuç olarak, borç verme oranları yükselirken, özel sektöre verilen reel yurtiçi kredi salgından bu yana kaydedilen düşük büyümeyi sürdürmüştür.

Koşullardaki kötüleşme (daha düşük GSYH büyümesi, düşen reel ücretler, yükselen enflasyon ve daha yüksek faiz oranları) nedeniyle kredi kalitesi kötüleşti ve Aralık 2021 ile 2022’nin üçüncü çeyreği arasında, analiz edilen 32 ekonomiden 17’si temerrüt oranında artış bildirdi.

Para otoriteleri, gelişmiş ekonomilerin para politikası duruşlarındaki değişim, bunun sonucunda uluslararası finansal koşulların sıkılaşması, güçlenen dolar ve bölge ekonomilerine giren ve çıkan sermaye hareketlerinin bir sonucu olarak 2022 yılının ilk 11 ayında daha fazla finansal oynaklıkla karşı karşıya kalmıştır. Bu artan finansal oynaklık ve para birimindeki değer kaybı, 2022’nin ikinci çeyreğinden bu yana, para politikası oranını ana araç olarak kullanan dalgalı döviz kurlarına sahip bölge ekonomileri için özellikle önemli olmuştur.

Döviz kurlarını istikrara kavuşturma ve enflasyon üzerindeki zincirleme etki de dahil olmak üzere döviz kurlarındaki oynaklığın makrofinansal istikrar üzerindeki etkisini azaltma çabalarının bir sonucu olarak, bölgedeki bazı merkez bankaları, bölge genelinde %7,2 oranında küçülen uluslararası rezervleri aktif olarak kullanmıştır. Bununla birlikte, uluslararası rezervlerin mevcut seviyesi Ocak 2010 ile Aralık 2019 arasında kaydedilen ortalamadan daha yüksek olmaya devam etmektedir.

Gıda ve enerji fiyatlarındaki artışın yavaşlaması, bazı küresel arz sorunlarının hafiflemesi ve talebin azalması nedeniyle 2023 yılında enflasyonun düşme ihtimali, para otoritelerinin para politikası faizlerini daha da yükseltmesi yönündeki baskıyı azaltacaktır. Ancak enflasyondaki düşüş kademeli olacağından ve fiyatlar tarihsel olarak yüksek kalmaya devam edeceğinden, para politikasında önemli bir değişiklik beklenmemektedir.

LATİN AMERİKA EKONOMİLERİ 2022
LATİN AMERİKA EKONOMİLERİ 2022 LATİN AMERİKA EKONOMİLERİ 2022 LATİN AMERİKA EKONOMİLERİ 2022

LATİN AMERİKA EKONOMİLERİ 2022 raporuna göre, ekonomik yavaşlamanın hızı, uluslararası finans piyasalarındaki oynaklık ve bunun sonucunda ortaya çıkan döviz kuru dalgalanmaları gibi diğer faktörler, para politikasını ve makrofinansal istikrarı korumak için uluslararası rezervler de dahil olmak üzere makro ihtiyati araçların ne ölçüde kullanılacağını şekillendirecektir. Para otoriteleri bir kez daha, orta ve uzun vadede GSYH yörüngelerine zarar verecek yatırım gibi değişkenlere verilen zararı azaltmak ve daha yüksek enflasyonun ve orantısız döviz kuru dalgalanmalarının satın alma gücünü daha da aşındırmasını ve eşitsizlikleri vurgulamasını önlemek için politika alanını koruma zorluğuyla karşı karşıya kalacaktır.

LATİN AMERİKA EKONOMİLERİ 2022 raporuna göre, para otoriteleri iklim değişikliğiyle bağlantılı finansal riskleri azaltmak için gündemlerini takip etmeye devam etmelidir, çünkü çeşitli iklim olaylarının finansal sistem üzerindeki etkileri – ortaya çıkan maliyetler ve ekonomik kayıplar (fiziksel riskler) ve kaynakların düşük karbonlu ekonomilere tercihli tahsisi (geçiş riskleri) nedeniyle – geleneksel kredi, piyasa ve likidite risklerinin yanı sıra operasyonel risklere dönüşme eğilimindedir. Bu nedenle, iklim değişikliğinin yarattığı riskin sistemik yönünü ele almak ve finansal istikrarı korumak için, daha fazla maruz kalabilecek sektörlerin, aracıların veya faaliyetlerin hedeflenmesinde ince ayar yapmak üzere, iklim değişikliği boyutu makro ihtiyati düzenleyici çerçevelere ve bölgedeki mevcut araçların tasarımına dahil edilmelidir.

LATİN AMERİKA EKONOMİLERİ 2022 ekonomi
LATİN AMERİKA EKONOMİLERİ 2022 LATİN AMERİKA EKONOMİLERİ 2022

Belirsizliklerin arttığı karmaşık bir makroekonomik ortamda Latin Amerika ve Karayip ülkeleri 2022 yılında %3,7 oranında büyüyerek 2021 yılında kaydedilen %6,7’lik oranın neredeyse yarısına ulaşacak. Ekonomik büyümenin 2023’te daha da yavaşlayarak %1,3’e, yani 2022 oranının %40’ından daha azına gerilemesi bekleniyor. Büyümedeki bu yavaşlama, 2021’de görülen toparlanma etkisinin azalmasını, daha zayıf bir küresel ekonomiyi, uluslararası finans piyasalarında daha fazla belirsizliği, bölge ülkelerindeki toplam talepteki gerilemeyi ve daha sıkı makroekonomik politikayı yansıtmaktadır.

Tüm alt bölgeler 2023 yılında daha düşük büyüme gösterecektir: Güney Amerika %1,0 (2022’de %3,7); Orta Amerika ve Meksika’yı kapsayan grup %1,6 (2022’de %3,3); ve Karayipler (Guyana hariç) %3,3 (2022’de %4,5) büyüyecektir. Bu 2022 ve 2023 büyüme tahminleri ile bölge 2014-2023 on yılını ortalama %0,9’luk bir büyüme ile tamamlayacaktır ki bu oran 1980’lerde dış borç krizi sırasında yaşanan “kayıp on yılın” bile altındadır – hatta yarısından azdır.

Daha Fazla İspanyolca

2013 yılında yayımlanan “Yeni Başlayanlar için Temel İspanyolca” kitabının belli bir bölümünü içeren e-kitabı bu bağlantıdan indirin.

Bu kitap üzerindeki dersleri online olarak görmek isterseniz de Udemy’in ” 2 Dakika Temel İspanyolca ” kursuna kayıt olabilirsiniz.

Bu dil hakkında merak ettiğiniz tüm sorular ve cevapları ispanyolca sayfasında.

Sosyal Medya Hesaplarımız

Google grubumuz: ispanyolcom@googlegroups.com

Telegram grubumuz: t.me/ispanyolcaceviri

Twitter: @temelispanyolca

Youtube: @temelispanyolca

Bu ispanyolca içerik işinize yaradı mı?

Oyunuzu kullanın

Ortalama Oy Sonucu 0 / 5. Oylayan Kişi Sayısı 0

İlk oyu siz kullanacaksınız. Dikkatli düşünün