İspanyolcadaki Türkçe Kökenli Kelimeler

ispanyolcadaki türkçe kökenli kelimeler
ispanyolcadaki türkçe kökenli kelimeler

İspanyolcadaki Türkçe Kökenli Kelimeler A

ispanyolca agá türkçe ağa

agá: fr. aga y este del turco ağa (fr. aga < tr. ağa). 1. m. desus. Oficial del ejercito turco (is. k. d. Türk ordusunda subay). (DRAE)

ispanyolca arnaúte türkçe arnavut

arnaúte: del turco arnavut (tr. arnavut). 1. adj. Albanés (sf. Arnavut) (DRAE)

İspanyolcadaki Türkçe Kökenli Kelimeler B

ispanyolca bajá türkçe paşa

bajá: Del ár. paşa y este del turco paşa (ar. paşa < tr. paşa). 1. m. En el Imperio otomano, hombre que obtenía algún mando superior, como el de la mar, o el de alguna provincia en calidad de virrey o gobernador. (is. Osmanlı İmparatorluğu’nda, denizde veya herhangi bir vilayette yöneticilik yetkisine sahip üst rütbeli kişi). 2.m. En algunos países muselmanos, título honorífico (is. Bazı Müslüman ülkelerde saygınlık ünvanı). (DRAE)

ispanyolca bey türkçe bey

bey: del turco bey; señor (Tr. bey). 1. Gobernador de una ciudad, distrito o región del Imperio turco (is. Türk devletinde bir şehrin, bölgenin veya mahallenin yöneticisi). 2. Título honorífico (Saygınlık ünvanı).(DRAE)

İspanyolcadaki Türkçe Kökenli Kelimeler C

ispanyolca caique türkçe kayık

caique: Del fr. caíque y este del turco kayık (Fr. caique < tr. kayık). 1. m. Esquife destinado al servicio de las galeras (is. Kadırgaların hizmetine tahsis edilmiş küçük sal). 2. m. Barca muy ligera que se usaba en los mares de Levante (is. Eskiden Doğu Akdeniz’de kullanılan çok küçük ve hafif tekne). (DRAE)

ispanyolca caracal türkçe karakulak

caracal: Del turco karakulak (Tr. karakulak). 1. m. Animal carnicero, especie de lince, que habita en los climas cálidos y es temible por su ferocidad (is. Sıcak iklimlerde yaşayan ve yırtıcı olduğu için korkulan vaşak cinsinden bir etobur hayvan). (DRAE)

ispanyolca caramuzal türkçe karamürsel

caramuzal: Del turco karamusal (Tr. karamusal). 1. m. Buque mercante turco de tres palos, con popa muy elevada (is. Üç serenli pupası çok yüksek Türk ticaret gemisi). (DRAE)

İspanyolcadaki Türkçe Kökenli Kelimeler
İspanyolcadaki Türkçe Kökenli Kelimeler

ispanyolca corbacho türkçe kırbaç

corbacho: Del ár. kurbāğ o del turco kirbaç (ar. kırbÀc < tr. kırbaç). 1. m. Vergajo con que el cómitre castigaba a los forzados (is. Gardiyanın kürek mahkumlarını cezalandırmak için kullandığı değnek). (DRAE)

ispanyolca cosaco türkçe kazak

cosaco, ca: Del quirguiz kasak, caballero (Kr. Kazak). 1. adj. Se dice del habitante de varios distritos del sur de Rusia. U. t. c. s (sf. ve is. Rusya’nın güneyindeki çeşitli bölgelerde yerleşen halklara denir.). 2. m. Soldado ruso de caballería ligera (is. Hafif atlı Rus askeri). 3. m. Persona de gran fuerza y resistencia física (is. Büyük bir gücü ve fiziksel direnci olan kimse). (DRAE)

ispanyolca chaleco türkçe yelek

chaleco: Quizá del it. giulecco, y este del turco yelek (belki it. giulecco < tr. yelek). 1. m. Prenda de vestir sin mangas, que cubre el tronco hasta la cintura y se suele poner encima de la camisa o blusa (is. Kolsuz, vücudu bele kadar örten ve genellikle gömlek veya bluz üzerine giyilen giyim eşyası). 2. Jubón de paño de color, cuyas mangas no llegaban más que a los codos, puesto sobre la camisa, escotado, abierto por delante y con ojales y ojetes. Era prenda común entre los turcos (is. Renkli kumaştan, kolları dirseklere kadar uzanmayan, dekolte, önü açık, ilikli giysi. Türkler arasında yaygın kullanılırdı). 3. m. And. Mujer despreciable y sin atractivos. U. t. c. adj (is. ve sf. End. Değeresiz ve alımlı olmayan kadın). (DRAE)

ispanyolca chamerluco türkçe yağmurluk

chamerluco: Del turco iogmurlyk, prenda para la lluvia (Tr. yağmurluk, yağmurda kullanılan eşya). 1. m. Vestido que usaban las mujeres, ajustado al cuerpo, bastante cerrado por el pecho y con una especie de collarín (is. Eskiden kadınların kullandığı, vücuda yapışan, göğüsten bir boyun bağı ile yeterince kapalı giysi). (DRAE)

ispanyolca chauz türkçe çavuş

chauz: Quizá del port. chaus, y este del turco çavuş. (Belki pt. chaus < tr. çavuş ). 1. m. Entre los árabes, portero de estrados, alguacil o ministro de juez (is. Araplar arasında mahkemede görevli kimse, mübaşir). (DRAE)

ispanyolca chibuquí türkçe çubuk

chibuquí: Del fr. chibouque, y este del turco çubuk; cf. port. Chibuque (fr. chibouque < tr. çubuk). 1. m. Pipa que usan los turcos para fumar, cuyo tubo suele ser largo y recto (is. Borusu uzun ve düz olan, Türkler tarafından kullanılan pipo). (DRAE)

İspanyolcadaki Türkçe Kökenli Kelimeler D

ispanyolca dey türkçe dayı

dey: Del turco dayı, tío materno, título que recibía el virrey de Argel (Tr. dayı, Cezayir valisinin aldığı ünvan). 1. m. Título del jefe o príncipe musulmán que gobernaba la regencia de Argel (is. Eskiden Cezayir bölgesini yöneten Müslüman yöneticinin aldığı unvan). (DRAE)

İspanyolcadaki Türkçe Kökenli Kelimeler H

ispanyolca horda türkçe orda

horda: Del fr. horde, y este del mongol orda; cf. turco ordu, campamento militar (Fr. hoorde < Moğ. orda, kar. Tr. ordu; askeri, konaklama yeri). 1. f. Comunidad de salvajes nomadas (is. Yabani göçebelerin ortak yaşam alanı). Not: orda: Belediye, köy yeri (KTS)

İspanyolcadaki Türkçe Kökenli Kelimeler J

ispanyolca jenízaro türkçe yeniçeri

jenízaro, ra: Del it. giannizzero, y este del turco yeni çeri, tropa nueva (it. giannzzero < tr. yeni çeri). 1. adj. Méx. Se decía del descendiente de cambujo y china, o de chino y cambuja. Era u. t. c. s. (sf. ve is. Meksika’da, iki farklı yerli ırkın karışımından doğmuş kimselere denirdi). 2. adj. p. us. Mezclado de dos especies de cosas ( sf. a.k. İki farklı türdeki şeyin karışımından meydana gelen). 3. adj. ant. Se decía del hijo de padres de diversa nación; como de española y francés, o al contrario. Era u. t. c. s. (sf. ve is. esk. Farklı milletlerden ebeveynlerin evlatlarına denirdi). 4. m. Soldado de infantería, y especialmente de la Guardia Imperial turca, reclutado a menudo entre hijos de cristianos. (is. Osmanlı İmparatorluğu ordusunda çocuk yaştan itibaren Hristiyan çocukları arasından seçilen asker.). 5. m. Méx. p. us. Miembro del cuerpo de Policía. (is. a. k. Meksika’da polis teşkilatına mensup olan kimse). (DRAE)

İspanyolcadaki Türkçe Kökenli Kelimeler K

ispanyolca kan türkçe han

kan: Del turco ant. jān, título que en distintos países ha designado al soberano (esk. Tr. han. Çeşitli ülkelerde hükümdara verilen unvan). 1. m. Entre los tártaros, príncipe o jefe (is. Tatarlar arasında prens veya bey). (DRAE)

İspanyolcadaki Türkçe Kökenli Kelimeler L

ispanyolca latón türkçe altın

latón: Del ár. este del turco altın, oro . 1. m. Aleación de cobre y cinc, de color amarillo pálido y susceptible de gran brillo y pulimento (is. Solgun sarı renkli, parlatılabilir bakır ve çinko alaşımı). (DRAE)

İspanyolcadaki Türkçe Kökenli Kelimeler O

ispanyolca odalisca türkçe odalık

odalisca: Del fr. odalisque, y este del turco odalik, concubina (fr. odalisque < Tr. odalık). 1. f. Esclava dedicada al servicio del harén del gran turco (is. Türk Sultasnı’nın hareminde hizmete adanmış kadın köle). 2. f. Concubina turca (is.Türkler’de nikahsız alınan kadın). (DRAE)

ispanyolca osmanlí türkçe osmanlı

osmanlí: Del turco ‘uṭmānlī, otomano (Tr. osmanlı) 1. adj. Natural de Turquía U. t. c. s (sf ve is. Türkiye’nin yerlisi). 2. adj. perteneciente a Turquía (sf. Türki, Türkiye’ye ait). (DRAE)

İspanyolcadaki Türkçe Kökenli Kelimeler Q

ispanyolca quirguiz türkçe kırgız

quirguiz: Del turco Kırgız (Tr. Kırgız). 1. adj. Se dice de los individuos de un pueblo de raza tártara que vive entre el Ural y el Irtich (sf. Ural ve İrtiş nehirleri arasında yaşayan Tatar kökenli bir kavme mensup bireylere denir).

İspanyolcadaki Türkçe Kökenli Kelimeler S

ispanyolca sanjaco türkçe sancak

sanjaco: Del turco sancak, estandarte, distrito (Tr. sancak; alem, bölge). 1. m. Gobernador de un territorio del Imperio turco (is. Osmanlı İmparatorluğu’nda bir bölgenin hükümranlığı). (DRAE)

İspanyolcadaki Türkçe Kökenli Kelimeler T

ispanyolca tabor türkçe tabur

tabor: Del turco , batallón, escuadrón (tr. Tabur; kıta, birlik). 1. m. En el antiguo protectorado español en Marruecos, unidad de tropa regular indígena perteneciente al ejército español y compuesta por varias mías o compañías (is. Fas’ta, eski İspanyol himayesi döneminde, ülkenin yerlilerinin oluşturduğu askeri birlik). (DRAE)

ispanyolca tártaro türkçe tatar

tártaro, ra: Del fr. tartare, este del ár. tatār, y este del turco tatar o del persa tātār. (Fr. tartare < Ar. tatār < Tr. tatar < Far. tÀtÀr). 1. adj. Natural de Tartaria.(sf. Tataristanlı). 2. adj. Perteneciente o relativo a esta región de Asia (sf. Asya’nın bu bölgesine ait veya burayla ilgili olan şey). 3. m. Lengua hablada en esta región (is. Bu bölgede konuşulan dil). (DRAE)

ispanyolca turco türkçe türk

turco: Del ár. turkī, y este del turco türk (ar. turkī < tr. Türk) . 1. adj. Se dice del individuo de un pueblo que, procedente del Turquestán, se estableció en Asia Menor y en la parte oriental de Europa, a las que dio nombre. U. t. c. s sf. ve is. Türkistan’dan gelerek Küçük Asya ve Doğu Avrupa’ya yerleşmiş olan bir halktan olan kimse).

İspanyolcadaki Türkçe Kökenli Kelimeler U

ispanyolca ulano türkçe oğlan

ulano: Del al. Uhlan, y este del turco oglan (Alm. Uhlan < Tr. oğlan). 1. m. En los ejércitos austriaco, alemán y ruso, soldado de caballería ligera armado de lanza (Avusturya ordularında, hafif silahlı, mızraklı süvari)

İspanyolcadaki Türkçe Kökenli Kelimeler Y

ispanyolca yatagán türkçe yatağan

yatagán: Del fr. yatagan, y este del turco yatağan (fr. yatagan < tr. yatağan) 1. m. Especie de sable o alfanje que usan los orientales (Doğuluların kullandığı bir çeşit kılıç veya hançer).(DRAE)

ispanyolca yogur türkçe yoğurt

yogur: Del fr. yogourt, y este del turco yoğurt (fr. yogourt < tr. yoğurt) 1. m. Variedad de leche fermentada, que se prepara reduciéndola por evaporación a la mitad de su volumen y soetiéndola después a la acción de un fermento denominado maya (is. Buharlaştırılarak hacminin yarısına indirgenen ve ardından mayalanmaya tâbî tutularak hazırlanan süt ürünü). (DRAE)

İspanyolcadaki Türkçe Kökenli Kelimeler Z

ispanyolca zapata türkçe çaput

zapata: De zapato. 1. f. Calzado que llega a media pierna, como el coturno antiguo (is. Eski Roma çizmesi gibi bacağın yarısına kadar gelen ayakkabı).

ispanyolcadaki türkçe kökenli kelimeler Burak Toker tarafından hazırlanmış yüksek lisans tezinden alınmıştır. Tıklayın.

ispanyolcadaki türkçe kökenli kelimeler
ispanyolcadaki türkçe kökenli kelimeler

Daha Fazla İspanyolca

2013 yılında yayımlanan “Yeni Başlayanlar için Temel İspanyolca” kitabının belli bir bölümünü içeren e-kitabı bu bağlantıdan indirin.

Bu kitap üzerindeki dersleri online olarak görmek isterseniz de Udemy’in ” 2 Dakika Temel İspanyolca ” kursuna kayıt olabilirsiniz.

Bu dil hakkında merak ettiğiniz tüm sorular ve cevapları ispanyolca sayfasında.

Sosyal Medya Hesaplarımız

Google grubumuz: ispanyolcom@googlegroups.com

Telegram grubumuz: t.me/ispanyolcaceviri

Twitter: @temelispanyolca

Youtube: @temelispanyolca

Bu ispanyolca içerik işinize yaradı mı?

Oyunuzu kullanın

Ortalama Oy Sonucu 5 / 5. Oylayan Kişi Sayısı 2

İlk oyu siz kullanacaksınız. Dikkatli düşünün