Paris Pişmiş

Paris Pişmiş
Paris PİŞMİŞ’i tanıyan UNAM astronomi öğrencileriyle bir sohbet sırasında çekilen fotoğraf.

PARİS PİŞMİŞ ACEM

Engin YILMAZ

Bu çalışma içerisinde; 1933 üniversite reformunun yetiştirdiği ilk büyük kadın astronom ve Meksika astronomi tarihinin kurucusu Paris PİŞMİŞ’in bilimsel serüveni tarihsel süreç içerisinde özgün kaynaklara dayanarak incelenmiştir. 

Paris Pişmiş 1911 yılında üç çocuklu bir ailenin ikinci çocuğu olarak İstanbul’da dünyaya gelmiştir. Bir ablası ve kendisinden küçük bir erkek kardeşi vardı. Dört yaşına kadar boğazın avrupa yakasında yaşamıştır. Kısa bir süre sonra boğazın asya yakasına taşınmışlardır. Ailesi o’nu “Marie” diye çağırmaktadır. Ailesinin kökleri Anadolu Ermenilerine dayanmaktadır. Dayısı Ermeni Katolik kilisesinin bir dönem patrikliğini üstlenmiştir. Ayrıca babasının dedesi, son Osmanlı sultanının yönetiminde maliye alanında başarılı işlere imza atmış bir yöneticidir. “Pişmiş” soy ismi, sultan’ın bu kişiyi “olgunlaşmış” anlamında onurlandırmasından gelmektedir.  

paris pişmiş

 Paris Pişmiş, 5 yaşında okumayı öğrenip ve ablasının matematik problemlerini çözmeye başlamıştır. 6 yaşında ilk şiirini yazmıştır. Ailesi bünyesinin zayıf olması nedeniyle okula geç yazdırmak istese de Paris Pişmiş ısrar etmiş ve okula kaydolmuştur.

     Paris Pişmiş o dönemi şu şekilde anlatmaktadır:

     “Ablam okula başlayınca, ben de okula gitmeye heveslendim. Ailem ısrarlarıma dayanamayıp beni okula gönderdi. Okulu o kadar sevdim ki, akşam olup paydos zili çaldığında bile eve dönmek istemezdim.”( Oralalp, 1995; 38 )

 O dönemlerde ilkokul 6 sene sürmektedir. Öğrenim gördüğü okulda ilk iki sene yoğun bir şekilde Fransızca öğretilmektedir. Paris Pişmiş’in Fransızca öğretmeni ilk Ermenice – Fransızca sözlüğün yazarıdır. Paris Pişmiş gerçekten kuvvetli bir zekâya sahiptir.

     Paris Pişmiş o döneme dair unutmadığı bir anısını şu şekilde anlatır:

     “Bir gün bir bakanlık müfettişi geldi. Öğretmenim bir şiir okudu ve benden tekrarlamamı istedi. İlk kez duyduğum bu şiiri bir çırpıda tekrarladım. Şu an bana bir düş gibi geliyor bu durum. Fakat gerçekten güçlü bir hafızaya sahiptim.”( Pişmiş ve Gonzalez, 1999; 15 )

     İlkokulu bitirdiğinde Ermenice, Türkçe, Fransızca ve İngilizce bilmektedir. Paris Pişmiş yedinci sınıfa hazırlık okumaksızın Üsküdar Amerikan Kız Kolejinde başladı. Bu okulda çok sıkı bir matematik eğitimi aldı. Alman dilini bu okulda öğrenmiştir. Paris Pişmiş’te bitmek bilmeyen araştırma duygusu o günlerde netleşmeye başlamıştır.

     Kendisi bu dönem hissiyatını şu şekilde dile getirmektedir:

     “ Bence hayat o zamandan itibaren okumaktan ibaretti”. ( Oralalp, 1995; 39 )

Okulunu en yüksek ortalamayla(98) bitirdi. Paris Pişmiş’in üniversiteye gitme isteği ailesi tarafından bir kız olması nedeniyle reddedilmiştir. Ailesi onun güzel sanatlar dersleri alıp bu alanda uzmanlaşmasını, böylelikle karma eğitim yapan üniversite hayatından uzak kalmasını istemektedir. 

     Paris Pişmiş bu dönemdeki durumunu şu şekilde dile getirmektedir:

     “ Evde birkaç ay sistematik olarak ağladım. Aslında canım istemeden ağlıyordum. Sonunda başarılı da oldum, o kadar bunalttım ki evdekileri, okumama razı olmak zorunda kaldılar.” 

( Oralalp, 1995; 40 )

 1930 yılında Darülfünun Fen Fakültesi’nin Matematik bölümüne kayıt yaptırdı. 6 kişilik bölümde iki kız öğrenciden biriydi. Üçüncü sınıfta ülkemizin büyük değerlerinden Fatih Hoca’nın (Gökmen) Klasik Astronomi derslerine katılmıştır.

Fatih Hoca’ya(Gökmen) ilişkin o dönemdeki gözlemlerini şu şekilde dile getirir:

Fatih hoca derslerini önceden hazırlamadan gelir, bizim verdiğimiz bir kitabı açar, bir göz atar ve dersini mükemmel anlatırdı.” ( Oralalp, 1995; 41 )

1933 yılında Darülfünun, İstanbul Üniversitesi adını alır. Bu dönemde Mustafa Kemal’in büyük katkısı sonucu, Nazi baskısından kaçan Alman bilim adamları İstanbul Üniversitesi bünyesinde görevlendirilir.

Paris Pişmiş, yabancı öğretim üyelerine ilişkin ilk gözlemlerini şu şekilde anlatmaktadır:

Önceden hocalarımız iyiydi. Fakat onlar sadece ders okutup alıştırma veriyorlardı. Hiç araştırma yapmıyorduk. Aslında hocalarımız da araştırma yapmıyordu. Bu profesörler her şeyden önce araştırmayı teşvik bakımından bize çok yararları oldu.”  ( Oralalp, 1995; 42 )

Anılan dönemde Paris Pişmiş’in bilim insanlığı yolunda ilerlemesi için büyük bir kapı açılıyordu. Alman hocaların dersleri yabancı dilde anlatması nedeniyle derslere çevirmen olarak giriyordu. Bu şekilde hem tüm hocalarla tanışmış olup hem de kendini geliştiriyordu. 1933 yazında okuldan mezun olmuştur. Okulda Erwin Finlay Freundlich adlı ünlü alman astronomun asistanlığını yürütmeye başlar. Freundlich, Berlin gözlem evinde asistan olarak görev yapıp, ünlü alman fizikçi Albert Einstein ile birlikte çalışmıştır. Paris Pişmiş, 1937 yılında Freundlich’in danışmanlığında “Galaksinin Kinematiği ve Dinamiği” adlı tezi verip doktor unvanını almış ve kendisi o günleri şu şekilde anlatmıştır : 

Ian Oort 1927 yılında galaksimizin döndüğünü kati olarak ispatlamıştır. Fakat formüllerine bir K terimi koyardı. Bu terimin ortalama olarak 0 olması lazımdır. Bazı yıldızlar değişik yönlere doğru giderler, ama bir vasati dönme hızı bulunur. K teriminin 0’a çok yakın olması gerekir. Ama bazı parlak yıldızlarda bu böyle olmuyordu. Bunlarda K terimi pozitif oluyordu, +5, +6, +7 olabiliyordu. Bundan galaksiler sirküler olarak dönmüyor sonucu çıkıyordu.” (Oralalp, 1995; 43 )

paris pişmiş

Paris Pişmiş’in bu çalışması 1938 yılında İstanbul Üniversitesi yayınlarından çıkmıştır. Freundlich, Paris Pişmiş için Harvard Üniversitesi gözlemevinde bir senelik bir burs ayarlamıştır. Paris Pişmiş, yıldızların değişkenliği ve dönemlerini belirlemek amacıyla yapılan uzun bir projede görev almıştır. Hayatındaki en uzun yolcuğu İstanbul – Bilecik hattında yapan Paris Pişmiş, 21 günlük bu uzun bir yolcuğa 1 Kasım 1938 yılında çıkmıştır. Gemi İtalya’da 2 gün mola verirken Paris Pişmiş’de hayatında ilk kez yabancı bir gözlemevi görme fırsatı yakalamıştır. Napoli’de bulunan Capodimonte gözlemevini ziyaret eder. Gemiye geri döndüğünde Mustafa Kemal’in ölüm haberini alır. Bu uzun yolcuğun belki de en üzücü yanı bu haber olmuştur. (Pishmish, 2000; 193 )

Harvard’da tüm günleri bilimsel açıdan çok tatmin edici olmuştur. Dünyanın dört bir yanından bu bilim dalının en yüksek isimleri konferanslar vermektedir. Birçok konuda bilgi sahibi olmaktadır.

Paris Pişmiş, Harvard günlerini şu şekilde dile getirmiştir:

Harvard’da yaşam standartlarım çok da iyi değildi doğrusu, ama kazanımlarım o kadar fazla oldu ki, zorluklar bana hiçbir zaman önemli görünmedi.” ( Oralalp, 1995; 44 )

Paris Pişmiş sekizinci ayında danışmanından İstanbul Üniversitesine geri döndüğünde iş sağlayıp sağlayamayacaklarına ilişkin bir resmi yazı göndermesini talep etmiştir.

Paris Pişmiş, olumsuz gelen cevap için düşüncelerini şu şekilde dile getirmiştir :

Bir gerçeği açıkça söylemeliyim ki; bu sorunun cevabı hiçbir şansım olmadı yönündeydi. Aslında neden çok basitti; Ben bir ermeniydim. Bir azınlık vatandaşıydım.( Pişmiş ve Gonzalez, 1999; 22 )

Aynı dönemde ikinci dünya savaşı patlak vermiştir. Danışmanının yardımıyla 2 sene daha bir iş olanağına sahip olup, bu dönemde değişen yıldızlara ilişkin kayıtları incelemeye devam etmiştir. Değişen yıldızlara yönelik ilgisi onu yıldız kümelerini araştırmaya sevk etmiştir.

paris pişmiş

Paris Pişmiş hayatı dolu yaşamayı seven bir bilim insanıdır. Araştırmalarından zaman kaldığı müddetçe sosyal organizasyonlara katılmaya çalışmıştır. Bu organizasyonlarından birinde Harvard’da astronomi öğrenimi görmeye gelmiş Felix Recillas ile tanışmıştır. Felix Recillas almanca öğrenmeye çok meraklıdır. Paris Pişmiş kendisine almanca dersleri vermeye başlamıştır. Birkaç ders sonrasında ikilinin ilişkileri evliliğe giden yolu çizecektir. 1941 yılında evlenirler. Evlilik sonrasında Meksika’ya birlikte dönmüşlerdir. 1942 yılında Puebla eyaletinde yeni kurulan Tonantzinla gözlem evinin açılışına katılırlar. Bu gözlem evinin açılışı ülkede Fizik ve Matematik enstitülerinin kurulmasını yol açmıştır. Paris Pişmiş, Tonantzinla gözlemevine ilk kadın Meksikalı astronom olarak kabul edilir ve burada çalışmalarına başlar.

Paris Pişmiş, o dönem eşine ilişkin bir durumu şu şekilde dile getirmiştir :

Aynı dönemde, eşim Princeton üniversitesi Matematik bölümünden doktora unvanını almıştı. Tonantzinla’da çalışmasını bekliyorduk. Fakat siyasi nedenlerle eşim alınmadı. Yeni kurulan matematik enstitüsüne ataması yapıldı.” ( Pişmiş ve Gonzalez, 1999; 31)

Pişmiş, gözlem evinde büyük bir başarıya imza atar. 23 adet yıldız kümesini keşfeder. Bu kümelere kendi adı verilir.

Bu dönemde Paris Pişmiş iki çocuk dünyaya getirir. İlk çocuğu Elsa Pismish, master eğitimini İngiltere’de Sussex Üniversitesinde tamamlamış, Meksika UNAM Üniversitesinden doktor ünvanı almış olup şu an Tonantzinla gözlem evinin yöneticiliğini üstelenmektedir. İkinci çocuğu Sevin Pismish ise Amerikan Brandeis Üniversitesinden doktora ünvanını almış olup babasıyla aynı enstitü içerisinde görev yapmıştır. 2002 yılında vefat etmiştir.

1946 yılında Paris Pişmiş, 6 aylık bir araştırma bursuyla Princeton Üniversitesine gitmiştir. Burada Amerikalı ünlü astronom Henry Norris Russell ile çalışma fırsatı yakalar. Çift yıldızlar konusuna bu dönem içerisinde ağırlık vermiştir. Meksika’ya geri döndüğünde siyasi nedenlerden ötürü Tonanztintla’dan ayrılmak zorunda kaldı. Aynı dönem de Chicago Üniversitesinden 2 yıllık bir burs kazanıp,  burs kapsamında çift yıldızların dönme hızlarını araştırma fırsatı bulmuştur. 

1948 yılında Meksika’ya geri dönmüş ve Meksika Ulusal Özerk üniversitesinde göreve başlamıştır. Üniversiteye bağlı Tacubaya gözlem evinde astronom olarak görevlendirilir. Eşiyle birlikte üniversite’de fen bilimleri öğrencilerine giriş düzeyinde astronomi dersleri vermeye başlamışlardır. Meksika’nın ilk astronomları bu dersler sayesinde yetişmiştir.

1951 yılında Recillas ailesi, Paris’de bulunan Astronomi Enstitüsünü ziyaret eder. Bu süre zarfında Paris Pişmiş çocuklarıyla birlikte Türkiye’ye kısa bir ziyaret gerçekleştirmeye karar verir. Yolcuğun ilk anlarında babasını kaybettiğini öğrenir.

1950’li yıllarda eşiyle birlikte eğittikleri öğrencilerden biri Berkeley diğeri ise Chicago Üniversitesinden doktora unvanını almıştır. 1955 yılı baharında Meksika Ulusal Özerk Üniversitesinde ilk resmi astronomi eğitimleri başlamıştır. Bütün derslerin tek hocası Paris Pişmiş’dir. Bu yıllar fotometri konusuyla ilgilenmeye başlamıştır.

1960’lı yıllarda galaksilerin spiral yapısının oluşumu üzerine çalışmaya başlamıştır. 1960 yılında Amerikan Astronomi Topluluğunun, Meksika’da düzenlediği bir çalıştay içerisinde görüşlerini dile getirmiştir. 1966 yılında Ermenistan’da aynı konuyla ilgili yeni bulgularını bir sempozyum da ortaya koymuştur. 1969 yılında Orta Doğu Teknik Üniversitesinde altı ay boyunca ziyaretçi araştırmacı olarak görev yapmıştır. Bölümde astronomi ve astrofizik üzerine dersler vermiştir. Aynı zamanda Ege Üniversitesi Astronomi Topluluğunun kurulmasına öncülük edip, bu üniversite de dersler vermiştir.

Paris Pişmiş, ülkemize olan sevgisini şu şekilde dile getirmiştir:

Yılda bir kez Atlantik Okyanusu’nu geçmenin tüm yorgunluğuna katlanarak, mutlaka doğduğum topraklara, Türkiye’ye geliyorum.” ( Oralalp, 1995; 47 )

1971 yılında Uluslar arası Astronomlar Birliğinin Meksika Komitesi başkanı seçilmiştir. Meksika Astronomi ve Astrofizik Dergisinin de ilk editörü olmuştur. Bu dergi şu anda uluslar arası düzeyde yayınlar yapmaktadır. 1974 – 1980 yılları arasında çeşitli araştırmalar yapmak için NASA’ya yılda iki kez gitmiştir.

1980’li yıllar Hubble teleskopunun ilk sonuçlarını vermeye başladığı yıllardır. Paris Pişmiş bu yıllarda Aktif Galaksi çekirdeği üzerine çalışmalar yapmaya başlamıştır.1981 yılında Meksika Ulusal Özerk Üniversitesinde yüksek emekli araştırmacı ( Investigador Emerito) ünvanını, 1985 yılında aynı üniversiteden yüksek doktor (Doctor Honoris Causa) ünvanını aldı. 1996 yılında yıllarını verdiği Tonanztintla gözlem evi kendisine hayat boyu doktor unvanını verdi. 60 yıllık astronomi hayatı boyunca her yıl ortalama iki sempozyuma katıldı. NASA’nın astrofizik katalogunda kendi adının geçtiği 145 kayıt geçmektedir. Öğrencilerinin “üstat “olarak çağırdıkları Paris Pişmiş 1 Ağustos 1999 tarihinde 88 yaşındayken vefat etti. Ölümünden önce vasiyet ettiği üzere cesedi yakılarak külleri gökyüzüne bırakıldı. Bir öğrencisi Paris Pişmiş için yazdığı bir yazıda ondan “Meksika Astronomisinin Anası” olarak söz edecektir.( Molina, 2010)

KAYNAKÇA:

Pişmiş, P. ve Gonzalez, G.C, (1998). Reminiscences in the Life of Paris Pişmiş: a Woman Astronomer, Instituto De Astronomia, UNAM, 1998

Pishmish, E.R, (2000). Paris Pişmiş Acem, Biografias de Personajes Ilustres, Ciencia y  Tecnologia en Mexico en el siglo XXI, Volumen IV, CONACYT, 2000 

Oralalp, F, (1995). Bilim ve Teknik Dergisi, Paris Pişmiş, 38-47, Eylül 1995

Molina, E (2010). “The Legacy of Paris Pismis”, Erişim Tarihi: 30.06.2010, 

http://365daysofastronomy.org/2010/07/03/july-3rd-the-legacy-of-paris-pismis/

Bu ispanyolca içerik işinize yaradı mı?

Oyunuzu kullanın

Ortalama Oy Sonucu 5 / 5. Oylayan Kişi Sayısı 5

İlk oyu siz kullanacaksınız. Dikkatli düşünün