Kojin Karatani Mini Dünya Sistemleri
Kojin Karatani’nin Dünya Tarihinin Yapısı adlı kitabının ilk bölümü Mini Dünya Sistemlerini ele almaktadır.
İngilizce basıma önsöz üzerinde (sayfa 11), Marx ve Engels’in ilkel komünizm modellerini Morgan’ın klan toplumu yorumuna oturtmalarını eleştiriyor ve önceliğin GÖÇEBE toplumları olması gerektiğini iddia ediyor. Aslında üretim tarzları bakımında bakıldığında klan toplumu ile göçebe toplumu arasında fark yoktur. Karatani’nin mübadele tarzları perspektifinden bakıldığında ise iki topluluk arasında ciddi farklar ortaya çıkacaktır.
Marx’ın klan topluluklara yeteri kadar yer vermediğini belirterek bu bölüme başlıyor. Bu görüşünde haklı fakat Marx’ın kapitalist öncesi üretim biçimlerini yazdığı dönemde yeteri kaynak olmadığını ve antropoloji biliminin yeni yeni geliştiğini hatırlamak gerekli diye düşünüyorum.
Yazar, toplumsal formasyonlar tarihinde klan toplumunun oluşumuna çok az ilgi gösterildiğini ve hatta hiç ilgilenilmediğini belirterek bu yapıya geçişi göçebe topluluklardan başlatmaktadır.Göçebe topluluklar, 15-50 kişiden oluşan küçük gruplaşmalar olup gıda maddelerinin ortak bir havuzda toplanıp hızlıca tüketilmesine dayanan gruplardır. Bu topluluklarda isteyen istediği zaman gruptan ayrılabilir.
Kojin Karatani bu bölümde göçbe topluluklarını kısaca anlattıktan sonra klan topluluklarını ele almaktadır. Bu bölümün temel özelliği, Marx’ın sınırlı olarak ele aldığı bu toplulukların aslında göçebe ve yerleşik hayata geçmiş klan topluluklar olarak ele alınması gerektiği ve göçebe toplulukların içinde barındırdığı geleceğe yön verecek potansiyelidir. Klan toplumu yazara göre ilkel bir toplum değil hayli gelişmiş bir sistemdi.
Karatani, eşitsizliklerin doğmasına rağmen karşılılıklılık (hem olumlu hem de olumsuz olarak) sayesinde klan toplumlarının devlete dönüşmediğini iddia etmektedir.
Avcı-toplayıcı halklarda, toplumsal yapının esnekliği, bölünebilirliği ve akışkanlığı, herkesin tahammül edebileceği sınırların ötesinde sömürüye izin vermiyordu. Böyle bir durum ortaya çıkarsa, sömürülen taraflar başka bir yerde yaşamaya devam etmekte ve grup bölünmekteydi. Klan grupların yerleşik hayata geçmesiyle; sabit yerleşim yerleri ve depolamayla, insanların serbest dolaşımı engellenmeye başlandı. Memnun olmayanlar artık kolayca gidemedikleri için sömürü yoğunlaşmaktaydı.
Göçebeler için klan gruplarla birlikte yerleşik hayata geçilmesi epey zor bir durumdu. Bunun nedeni aşağıda yazar tarafından açıklanmaktadır.
Göçebe gruplar için yerleşik hayata geçilmesi bu kadar zor ise peki neden yerleşik hayata geçildi?
Buzul çağında sıkça avcılıkla uğraşan göçebeler bu çağın bitmesiyle nehir ağızlarına yerleşmektedirler. Balıkçılıkla uğraşmaya başlıyorlar ve balıkçılık malzemelere taşınması basit malzemeler olmadığından yerleşik hayata geçmektedirler. Burada tütsüleme yönteminin ortaya çıkması ilk eşitsizliğe yol açan faktör olarak görülmektedir. Yazara göre ise eşitsizliğin kökeni yerleşik hayata geçilmesidir.
İşte bu yerleşik toplumunda oluşan eşitsizliğin devlete yol açması bekleniyordu fakat klan toplumu yapısı bunu engelledi. Klan toplum öncesindeki göçebe toplumda, tüm ganimet ortak bir havuzda toplanıp hemen tüketiliyordu. Stoklama imkanı olmayan bu yapıda eşitsizlikte ortaya çıkmıyordu.Bu yapı klan içindeki küçük hanelerde (aile) devam etti. Klan yapısı ise eşitsizliği, karşılılıklılık ile yendi.
Bu ilke sayesinde klanların kendi içinde bağımsız yapılar oluştu.
Kojin Karatani Mini Dünya Sistemleri Sayfa 87
Aşağıdaki metni çok sevdim. Gerçekten, insanlar paranın gücünün bizzat bu nesnenin içinden geldiğini düşünürler.
Karşılılıklılık ilkesinde, iki taraf birbirlerine bir hediye vermektedir. Bu hediye birbirlerine meydan okumaktan ziyade birlikte yaşama ve karşısındakinin eğemenliğine saygı duyduğu anlamına gelmektedir. Armağanı kabul eden ve karşılık vermeyen tahakküm altına girmiş olur ki, bu yol şiddetten daha etkilidir. Klan büyüdükçe karşı klana verilen hediyelerde büyümektedir.Bu sadece olumlu anlamda düşünülmemelidir. Mesela kan davası durumunda, karşı taraftan birisini öldürerek karşılık verilmektedir. Bu anlamda barış haricinde savaşta bu ilkenin bir sonucu olmaktadır. Aşağıda kapitalist meta mübadelesiyle karşılıklığı içeren mübadele arasındaki fark açıklanmıştır.
Klan topluluklarda yerleşik hayata geçişin ” yerleşik hayattan devletli topluma giden yoldan ilk yan çizme girişimi” olduğunu ve klan toplumunun ilkel olmadığını belirtiyor.
Yazarın bu notu da önemlidir. Klan topluluklari göçebe toplulukların eşitlikçi yönünü alıp özgürlük özelliğini almamıştır. Özgürlük özelliği isteyen kişinin istediği zaman topluluktan ayrılmasını ifade etmektedir.
Sonuç olarak, Karatani
- Göçebe ve Klan topluluklar ayrımına gidiyor.
- Göçebe topluluklarda eşitlik ve özgürlük olduğunu belirtiyor.
- Göçebe toplulukların buzul çağının sona ermesiyle nehir yataklarına yerleşip balıkçılıkla uğraşıp yerleşik yaşama geçtiğini söylüyor. Bu tarım ile başlayıp yerleşik hayata geçildiği önermesine karşın farklı bir görüşü içeriyor.
- Klan topluluklarında yerleşik hayata geçilmesi ve depolamayla eşitsizliğin doğduğunu fakat KARŞILILIKLILIK ilkesi sayesinde bunun devlete ve sömürüye yol açmadığı iddia ediliyor.Bu toplumlarda göçebe toplumlarda olan özgürlük ortadan kalkıyor.
Daha Fazla İspanyolca
2013 yılında yayımlanan “Yeni Başlayanlar için Temel İspanyolca” kitabının belli bir bölümünü içeren e-kitabı bu bağlantıdan indirin.
Bu kitap üzerindeki dersleri online olarak görmek isterseniz de Udemy’in ” 2 Dakika Temel İspanyolca ” kursuna kayıt olabilirsiniz.
Bu dil hakkında merak ettiğiniz tüm sorular ve cevapları ispanyolca sayfasında.
Sosyal Medya Hesaplarımız
Google grubumuz: ispanyolcom@googlegroups.com
Telegram grubumuz: t.me/ispanyolcaceviri
Twitter: @temelispanyolca
Youtube: @temelispanyolca